"Helalzade Barıştırır, Haramzade Karıştırır." Türk Atasözü < Meral Şenel / Savaş Söylemleri

Ekim 14, 2025

“Çekme lan!” diye diye,

Olayın devamını arşiv haberimizden aktaralım: “Kasımlar Barajı ve HES projesinin şantiyesinin bulunduğu alandaki tahribatı görmek ve basın açıklaması yapmak isteyen grubu şantiye çalışanları engel olmak istedi. Bu sırada HES bir HES çalışanı ‘Çekme lan’ diye bağırarak görüntü almaya çalışan belgesel ekibi ile Yaşam ve Dayanışma Yolcularına saldırdı. Saldırgan HES çalışanını güçlükle sakinleştirdikten sonra basın açıklaması yapan ve bölgeden ayrılan grup Kumluca’ya doğru yola devam etti. ” https://acikgazete.com/.../yusuf.../belgeselde-direnis-var/ 
Türkiye’de yıkıcı politikaların doruğa çıktığı bir dönemde, Torosların koynundaki bir dağ köyünde yaşamı tümden değiştiren projeye karşı halkın tepkisini kayıt altına almaya çalışan kameraya “Çekme lan!” diye bağıran o ses, aslında uzunca bir süredir Türkiye’de işini yapmaya çalışan gazeteci, televizyoncu ve belgeselcilerin nasıl bir iklimde yaşadığının özeti.  

“Çekme lan!” diye diye, cebren ve hileyle, hukuku, bilimi ve insanlığın binlerce yılda ürettiği tüm ahlaki değerleri dolanarak ülkeye çektirilen yıkımın faturasını hep birlikte ağır biçimde ödüyoruz.  
Çekme lan diye diye suyumuz bitti. Çekme lan diye diye zeytinliklerimiz, ormanlarımız, dağlarımız bitti. Çekme lan diye diye kentlerimiz yaşanmaz hale geldi, denizlerimiz kusmaya, balıklarımız küsmeye, göllerimiz çölleşmeye başladı. Bu ülke daha çok çekmesin diye elinde kamera dağ yamaç dolaşıp yıkımı ‘çekerek’ kayıt altına alanlara karşı yürütülen düşmanlığın, aslında tüm yaşama karşı sinsice yürütülen bir düşmanlık olduğunu anladıklarında çok geç olacak.  
Yusuf Yavuz (facebook)

Ekim 13, 2025

‘Neden parmak izi okutulmadı?’


 Gazeteci Hakan Tosun'a beyin ölümü tanısı kondu

‘Neden parmak izi okutulmadı?’

* İki kişinin tutuklandığı gibi bir söylem var. Biz aile olarak bu soruşturmadan hiçbir bilgi almadık. Bize hiçbir bilgi gönderilmedi. Burada binlerce belki 50’den fazla olan sivil polislerimiz… Biz burada karıncayı bile incitmeyen Hakan Tosun için buradayız.

* Şunu söylemek istiyorum: Hakan Tosun sokakta ambulansla gelip hastaneye kaldırıldığında 27 saat boyunca neden ailesine haber verilmedi? O kimliksiz bir vatandaş değil. Neden parmak izi okutulmadı? Neden yüz taraması yapılmadı?

* Ben hastane yönetimine de sesleniyorum. 27 saat siz belki de abime hiçbir işlem yapmadınız. Bunu bana birisi ispatlasın. Polis, neden aileye bilgi vermedi? O kimliksiz, sahipsiz değildi. Ben karakola gidip kayıp ilanında bulunduğumda neden bana kimse hastanede olduğunu söylemedi. Çünkü kimliksizdi. Bunu birisi bana açıklasın.

* ‘İki kişi tutuklandı…’ Hayır, bana böyle bir bilgi gelmedi. Kimi korumak istiyorsunuz siz? Bu insan buraya kimliksiz yatırılacaktı ve biz bulmamış olsaydık belki de kaybolacaktı. Şu anki durumunun ne olduğunu bilmiyorum çünkü inanmıyorum, çünkü 24 kritik saatte ne yapıldığı hakkında bilgim yok.  

‘Neden olay kamuoyuna girdiğinde servis yoğun bakıma çıkartıldı?

* Biz buraya geldiğimizde acil yoğun bakım ünitesinden 27 saat bekletilen hakan tosun neden pazar günü üç saat sonra, bu olay kamuoyuna girdiğinde servis yoğun bakımına çıkartıldı? Ben vatandaşım. O da karıncayı bile incitmeyen, bir tane bile sabıka kaydı olmayan bir vatandaştı. Ne istiyorsunuz? Kimi koruyorsunuz? Bunu yapanların arkasında kim var? Kimi örtmek istiyorsunuz?

“Hakan Tosun hastaneye kaldırıldığında 27 saat boyunca neden ailesine haber verilmedi.

‘Karakaya direnişini takip ediyordu’

Gazeteci Mehveş Evin de Tosun’la ilgili X’te şunları yazmıştı:

* Gazeteci, doğa aktivisti Hakan Tosun yolda darp edilmiş halde bulundu. Beyin kanaması nedeniyle yoğun bakımda olduğu haberini aldık. Hakan’ın son tweetleri Hatay’daki kamulaştırma üzerine. Bir an evvel bu karanlık saldırının failleri bulunmalı!!!

* Saldırıya uğrayan ve ağır yaralanan gazeteci Hakan Tosun Karakaya direnişini de takip ediyordu.

Çorum Sungurlu’daki Karakaya köyündeki vatandaşlar, köye taş ocağı yapılmaması için direniyordu. 
                                

Ekim 11, 2025

Ekim 2025

Militarizme feminist açıdan bakmak
Muzlar, Plajlar ve Üsler, Latin Amerika’da Askeri Diktatörlük ve Kadın, Manevralar adlı kitaplarıyla Türkiye’de de tanınan ABD’li feminist yazar Cynthia Enloe’nin Büyük Hamle Savaş ve Patriyarka: Teşhir ve Meydan Okuma adlı kitabı Güldünya Yayınları’ndan çıktı.

Ekim 08, 2025

İlişki


Baykar’ın ortağı Leonardo için UCM'ye başvuru: Soykırım suçlusu!
Baykar İsrail’e silah satan Leonardo şirketiyle Mart ayında Roma'da insansız teknolojilerde ortaklık anlaşması için mutabakat zaptı imzalamıştı. Haziran ayında Paris'teki silah fuarında atılan imzalarla iki şirketin ortaklığı resmen kurulmuştu. Anlaşma ortak SİHA üretimini kapsıyor.

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "Yoğun görüşmeler yürüttük aylar boyunca. Leonardo ile çalışıyorduk zaten. Entegre ettiğimiz sistemler var. İşbirliği yapıyorduk zaten. Kimya ve sinerji son aylarda büyüleyici şekilde gelişti" demişti.

 Baykar'ın merkezinde ağırlanan Cingolani'den Bayraktarlara övgü: Aynı dili konuşuyoruz'

Baykar'ın ortağı Leonardo'nun CEO’su Cingolani, 23 Ocak’ta Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi'ne ziyaretinde Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar tarafından ağırlanmıştı.

Mart ayında Fransız Le Monde gazetesine verdiği röportajda, Baykar'ın son dönemde savunma sanayisindeki yükselişinden etkilendiğini anlatan Cingolani Selçuk Bayraktar’dan da övgüyle bahsetmişti: “Biz mühendisiz, aynı dili konuşuyoruz. Benim gibi kot pantolon, tişört ve spor ayakkabı giyiyor.” 

Ekim 07, 2025

NATO (Yeşil Kuşak) çalışıyor;

  
Trendyol'da "Beyaz Toros sevenlere" başlığıyla t-shirt satışı 
Trendyol online satış platformunda 90'larda işlenen faili meçhul cinayetlerin simgesi haline gelmiş "Beyaz Toros" basılı t-shirtler satışa sunuldu. Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği, satıcıya ve Trendyol 'a tepki gösterdi. Ötüken Online isimli satıcı, kendisine uygulama üzerinden tepki gösteren kullanıcılara, "Tarih bilgisi olan herkes anlayışla karşılacaktır" ifadelerini kullandı.

Trendyol 'da Ötüken Online isimli bir satıcı "Beyaz Toros" desenli t-shitleri satışa sundu. "17 bin kişi bir Beyaz Toros'a nasıl sığar?" yazısının da yer aldığı t-shitleri satan Ötüken Online, kendisine Trendyol üzerinden tepki gösterenlere, "Tarih bilgisi olan herkes anlayışla karşılayacaktır lütfen kötü düşünce ve yorumlara insanları teşvik etmeyiniz Türkiye özgür bir ülke" ifadeleriyle yanıt verdi.


 

Ekim 05, 2025

Antoni Lallican

Fransız foto muhabiri Antoni Lallican, Ukrayna'da İHA saldırısında öldü

37 yaşındaki Lallican, yerel saatle 09:20’deki saldırıda Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde hayatını kaybetti. Haberi, Uluslararası Gazeteciler Federasyonları ve Fransa Ulusal Gazeteciler Sendikası duyurdu.

France 24’ün haberine göre Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan savaşta bir gazeteci ilk kez İHA saldırısında öldü.

Saldırıda Ukraynalı gazeteci Heorgiy Ivanchenko da yaralandı. Her iki gazetecinin de üzerinde ‘Press’ yazan koruyucu yelek giydiği bildirildi.

Lallican’ın fotoğrafları Le Monde, Le Figaro, Liberation, Der Spiegel, Die Welt gibi Fransız ve Alman gazetelerinde yayınlanmıştı.

   
    

 

Eylül 18, 2025

“İsrail'in suçlarını kolaylaştıran ekonomi politiğin fişini çekin”

 

İsrail'in soykırımına katkı sağlayan 15 şirket açıklandı

Uluslararası Af Örgütü’nün, İsrail’in hukuksuz işgaline, soykırımına ve diğer uluslararası hukuk suçlarına katkı sağladığını tespit ettiği 15 şirket arasında, çokuluslu ABD şirketleri Boeing ve Lockheed Martin, İsrailli silah şirketleri Elbit Systems, Rafael Advanced Defense Systems ve Israel Aerospace Industries (IAI), Çin şirketi Hikvision, İspanya merkezli demiryolu üreticisi Construcciones y Auxiliar de Ferrocarriles (CAF), Güney Koreli şirketler grubu HD Hyundai, ABD’li yazılım şirketi Palantir Technologies, İsrailli teknoloji firması Corsight ve İsrail devletine ait su şirketi Mekorot yer alıyor. Lockheed Martin bu yıl Türkiye'de düzenlenen IDEF fuarında iktidar tarafından ağırlanan şirketler arasında yer alıyordu.

Çocuklar ölürken, şirketler kâr ediyor

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, bu 15 şirketin; sivillerin aç bırakılmasını ve toplu halde öldürülmelerini tasarlayan ve Filistinlileri on yıllardır haklarından yoksun bırakan bir hükümeti ayakta tutmaktan sorumlu olanların yalnızca küçük bir örneği olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:

“23 aylık aralıksız bombardıman ve süren soykırım, ayrıcalıklı ticari ilişkiler ve bağışlanamaz olanı göz ardı etmeye hazır devletler ve şirketler tarafından desteklenen sonsuz bir silah ve gözetim ekipmanı tedarikine muhtaç. Buna son verilmeli. İnsan onuru meta değildir. Filistinli anneler, İsrail’in soykırımı altında çocuklarının açlıktan solup gitmesini izlemeye terk edilirken, silah şirketleri ve diğerleri ciddi kâr etmeyi sürdürüyor."

   

2023

Lockheed Martin, IDEF’23’te ‘Türk bayraklı F-16 Blok 70’ sergiledi

Eylül 13, 2025

'Türkiyem'

 

'Türkiyem' ile ünlenen Müşerref Akay: Şarkıyı işkence için yapmadım ki...

Türkiyem, Müşerref Akay'ın besteleyip söylediği, o dönemdeki eşi Mahmut Tezcan'ın sözlerini yazdığı bir şarkı. Yedi general tarafından sipariş edilen şarkı, 12 Eylül döneminin sembol şarkılarından biri oldu.

Türkiyem, o dönemde cezaevlerinde işkence aracı olarak kullanıldı. Kendisi de bu tanıklardan olan Anadolu Müzik'in sahibi Cem Yılmaz, şarkının haklarını bir daha albümü yapılmasın ve söylenmesin diye satın aldı.

Müşerref Akay, şarkıyı TRT'de Türk bayrağından yapılmış bir elbise ve şapkayla seslendirdi. Gırgır dergisi kapağını bu konuya ayırdı ve o kapak nedeniyle dergi kapatıldı. Kapatılma gerekçesinde, 'Yaşlı, çirkin, menhus bir kadının üzerine bayrak çizerek Türk bayrağına hakaret' edildiği yazılarak Oğuz Aral hakkında 2.5 yıl hapis istendi.

Şarkının sözleri şöyle: 

2022

Eylül 12, 2025

Ne yazdılarsa/ne dedilerse yaptılar;

 

                                  Temiz Eller - Hakan Gürsoytrak 
       
...24 ocak kararlarının eksik yönlerinin 12 Eylül iktidarı tarafından tamamlanması beklenmektedir. Yani KİT’ler ıslah edilmeli, vergi reformu yapılmalı, endüstriyel ilişkiler sosyal adalet ve barış ilişkileri ışığında düzenlemelidir. Ekonomi liberalleştirilmeli, yabancı sermayeye kolaylıklar tanınmalı, devletçilik ancak zaruri hallerde başvurulacak bir uygulama olmalıdır. Ekonomi yeniden yapısallaştırılırken, dünya ekonomisi ile kaynaşmaya geçilmelidir. Çağdışı kambiyo himayeleri bırakılmalı, adım adım Türk lirası konvertibiliteye itilmelidir. Bütçenin açık finansmanından vazgeçilmeli, para basımına siyasi müdahalelerden vazgeçilmelidir. Gereksiz istihdamla devlet kadroları şişirtileceğine işsizlik sigortası ile gerçekçi bir sosyal güvenlik sistemine gidilmelidir. Tutarlı ve kanımızca ülke için yararlı olan budur.” 
Milliyet Gazetesi Başyazısı

18 Kasım 1980 (Darbeden iki ay sonra) 

Eylül 11, 2025

sanki bugün;

12 Eylül 1980 darbesinin ekonomi ayağı:

  

12 Eylül harekatından önce her şeyi demokratik bir sistem altında yapmak zorundaydık. Bu da karar almak, yasa ya da yönetmelik çıkarmak için aylar geçmesini gerektiriyordu. Yani her şey güç ve uzun zaman içinde gerçekleştiriliyor, her şeye politik açıdan bakılıyordu. Ekonomik yaklaşım hep arkadan geliyordu. Askeri yönetim altında fark, alınan kararların parlamentodan geçmesi gibi bir zorunluluk olmadığından çok hızlı hareket edilebiliyor. Ve üstelik askeri yönetim yanlış yapsa bile bunu kısa sürede düzeltebiliyor.”
Rahmi Koç 
26 Ocak 1982  Cumhuriyet Gazetesi
     

Temiz Eller - Hakan Gürsoytrak   

Kapanış 22 Mart 2026

 Robert Capa’nın “Gerçek En İyi Fotoğraftır” Sergisi  Ara Güler Müzesi’nde

 


Robert Capa'nın 

Unutulmaz Fotoğrafları


Koç


 
Fenerbahçe seçimi öncesi Ali Koç’a destek açıklayan Ömer Şanlı kimdir? 
Eylül'de yapılacak Fenerbahçe seçimlerinde yarışacak üç adaydan biri olan mevcut başkan Ali Koç’a seçime kısa bir süre kala dikkat çeken bir destek geldi.

Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı, sosyal medya hesabı üzerinden Devlet Bahçeli'yle bir fotoğrafıyla birlikte “Mensubu olmaktan onur duyduğum Milliyetçi-Ülkücü Hareketin bir neferi ve Fenerbahçe Spor Kulübü Kongre Üyesi olarak; şahsım ve dava arkadaşlarım, gerçekleştirilecek Fenerbahçe Olağanüstü Kongresi’nde Sayın Başkan Ali Koç’a desteğimizin tam ve koşulsuz olduğunu tüm kamuoyuna ilan ederiz” paylaşımında bulundu.

                           

Eylül 09, 2025

Boykot: İşbirliği

Oscar Ödüllü Oyunculardan İsrailli Şirketlere Boykot: İşbirliği Yapmayacağız

“A Pledge Against Complicity” (Suç Ortaklığına Karşı Bir Taahhüt) başlıklı bildiri, 1987 yılında Jonathan Demme ve Martin Scorsese öncülüğünde Güney Afrika’daki ırkçı rejime karşı başlatılan “Filmmakers United Against Apartheid” girişiminden ilham alıyor. O dönemde 100’den fazla önde gelen film yapımcısı, filmlerinin Güney Afrika’da gösterilmesini reddetmişti.
 Bildiriye imza atan sanatçılar, Kudüs Film Festivali, Hayfa Uluslararası Film Festivali, Docaviv ve TLVFest gibi İsrail hükümeti ile ortaklık içinde olan film festivallerinin yanı sıra, İsrailli sinema salonları, yapım şirketleri ve yayıncı kuruluşlarla çalışmayacaklarını duyurdu
 Boykot kararına imza atan BAFTA ödüllü yapımcı James Wilson ve I, Daniel Blake filminin yapımcısı Rebecca O’Brien, şu açıklamada bulundu:
 
“On yıllardır İsrailli festivaller, yayıncılar ve yapım şirketleri, İsrail’in savaş suçlarını ve sistemini maskelemede rol oynadı. Bazıları doğrudan hükümet ortaklıklarıyla bunu yaptı. Çalışmalarımızın bu amaçla kullanılmasını reddediyoruz.”

Bildiride ayrıca boykotun İsrailli bireyleri hedef almadığı, kurumsal işbirliğini reddetmeyi amaçladığı özellikle vurgulanıyor.
 

 

Eylül 08, 2025

Londra'da Yargıçlar Vardır!

 Banksy yeni eseriyle Londra'da: Yasaklanan "Palestine on Action" grubuna atıfta bulunuyor 
 7 Eylül sabahı eserin fark edilmesinin ardından Banksy de eserin kendisine ait olduğunu Instagram hesabından paylaştığı fotoğrafla doğruladı ve paylaşımına “Royal Courts Of Justice. London.” notunu ekledi. Sanatçı yeni eseriyle Filistin Eylemi (Palestine on Action) platformunun yasaklanmasına karşı Londra'da düzenlenen protestoda yaklaşık 900 kişinin gözaltına alınmasına atıfta bulunuyor.

                      

 

Ocak 2025

 

Reklam ve Tüketim

Mine Söğüt, 2014


Eylül 07, 2025

“askerler ekonomiden anlamaz, anlayan birini bulurlar”


 
“Savaş Gibi
İbrahim Akyürek, 2011
Filyos’a (Zonguldak) yaptığımız gezilerin birinde sahile paralel yürürken ateş tuğla fabrikası sosyal tesisinin harabe durumunu görünce Mustafa (Eyriboyun) söylenircesine "savaş gibi” dedi.

İçimden “doğru, bu bir savaşın sonucu” dedim. Kamu mallarının elden çıkarılması, sosyal tesislerin, lojmanların, devletin işlettiği ne varsa elden çıkarılması, sosyal hakların budanması bir savaş olmadan mümkün mü?

Bu savaşın taraflarını hadi söyle derseniz; 12 Eylül askeri darbesinin hemen sonrası Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Halit Narin’in şu çok bilinen sözünü anımsatmam yeterli mi: "Şimdiye kadar biz ağladık onlar güldü. Şimdi sıra bizde".

Yetmedi mi, kendi tanıklığımı yinelememe ne dersiniz: Darbenin sabahı radyoda ilk sıkıyönetim bildirileri okunurken balkonlarımızda karşı karşıya geldiğimiz emekli albay “askerler ekonomiden anlamaz, anlayan birini bulurlar” demişti. Albay tam 12’den vurdu (tutturdu). İşveren Sendikası Başkanlığı yapmış işadamı Turgut Özal’a, askerlerin kurduğu hükümetin ekonomi işleri verildi.

Savaş durmadı, yıllar yılları ve seçimler seçimleri izledi. Ölümleri kuşkuyla dolu, acılarını sadece yakınlarının anımsadığı asker/polis/politikacı/gazeteci/yurttaş listesine bir de Cumhurbaşkanı konumundaki Turgut Özal eklendi.
 
Ama ben savaş falan ortada görmüyorum derseniz haklısınız. Ortada filmlerden bildiğimiz savaş yok. Tersaneleri, limanları, yaylaları, sahilleri işgal güçlerinin “düşman” askerleri ele geçirmiyor. Alıştığımız, kanıksadığımız, günlük hayatımıza yedirdiğimiz, ölüleri belli ancak savaşçıları, tarafları belirsizleşmiş savaş var ülkemizde ve dünyada.

12 Eylül 1980 darbesi sonrası Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yöneticileri ve işçi temsilcileri yargılanırken askeri savcının “savaş hükümlerine göre” diye bir maddeyi işleme soktuğunu gazetede okuduğumda şimdi bu işin adı doğru kondu demiştim.


Sanmayın ki, bu savaş sadece bizde var. Zonguldak’taki gibi terk edilmiş kamu binaları Almanya'da, Ukrayna’da, Romanya’da, Polonya’da, İngiltere’de de var. 1980’lerde Turgut Özal; generalleri, tankları, kışlayı, televizyonu, camileri, üniversiteleri, sanatçıları, köşeyi dönme meraklısı seçmenini arkasına aldığı zaman, aynı zaman diliminde İngiltere’de Margaret Thatcher, Amerika’da Ronald Reagan medyayı, kanunları, polisi, kiliseyi, uyuşturucuyu yanına alarak kendi iç savaşlarını yürütüyordu. İngiltere’de, Amerika’da maden ocakları kapatılıyordu.


Savaş şu anda da sürüyor. Kredi kartlarının, tüketim hırsının ortalığı kaplamadığı, obezitenin bilinmediği, gençlerin uyuşturucuyla kafayı sıyırmadığı, teknoloji başında çocukların günde dört saatini harcamadığı, gıdaların kimyasallarla şişirilmediği, öğrencilerin sınavlarda at gibi yarıştırılmadığı, sabah akşam borsa haberlerinin okunmadığı; arıların, kelebeklerin kafalarına göre uçtukları, insanların dayanışma içinde olduğu “ilkel, gelişmemiş” 22 ülke kalmış. Bu ülkelerin çoğu Afrika, Ortadoğu ve Orta Asyadaymış..

Haberlere lütfen dikkat edin; şu anda süren iç ve dış savaşların bu bölgelerde geçtiğini hemen bulursunuz. Şu anda bizi en tepeden yönetenlerin yanlarına aldıkları uçak dolusu AKP’li, CHP’li, MHP’li işadamı ile en çok bu bölgelere uçtuklarını keşfedersiniz. İnşaatçı örgütlerinin ticari hesaplarını bu bölgelere göre yaptığını okur,  şaşarsınız. Bu uçak dolusu sınır ötesi hırslı erkek girişimcinin eş ve çocuğunun ruh hali nedir diye tasalanırsınız. Belki de “azılı teröristlerin” bu 22 ülkeden çıkmasına benim gibi şaşmaz, uzun bir mola verip “terör”, “terörist" nedir, bize öğretilen tarifler ne işe yarar bir kafa yorsak dersiniz. Bu öğrendiğimiz gibi olmayan kesintisiz savaş hallerinde seçim sandıklarının anlamını bir düşünsek dersiniz. 
 
2011 

 2014

2015 Bartın

 Rıfat Ilgaz:  
"Bu Hükümet TÜSİAD Hükümetidir"
 
Bartın Gazetesi'nin 11 Temmuz 2012 tarihli sayısında yer alan bir haberde Rıfat Ilgaz'ın 12 Eylül darbesinden bir gün sonra 13 Eylül 1980 günü Bartın Gazetesi'ne "Bu Hükümet TÜSİAD Hükümetidir" başlıklı makale gönderdiği açıklandı. 

1977-1980 yılları arasında Bartın Gazetesi'nin köşe yazarı olan Rıfat Ilgaz'ın son makalesi konusunda gazetede şu satırlar yer aldı:
"12 Eylül cuntası tarafından Cide'deki evinden alınarak elleri kelepçeli şekilde 28 Mayıs 1981 gecesi Kastamonu Et-Balık Kurumu'ndan bozma hapishaneye götürülerek yazılarının bedeli ödetilmek istenen Rıfat Ilgaz'ın gazetemize 13 Eylül 1980'de gönderdiği, ancak 13 yıl sonra "Bu Hükümet TÜSİAD Hükümetidir" makalesini ölümünden bir hafta önce yayınlayabilmiş, onu da göremediği için defnedilirken mezarı üzerine koymuştuk."  
                                   

Ağustos 30, 2025

Belfast

Bu bir savaş değil
Mal McCann
04 Eylül - 10 Eylül  / Belfast  

Ağustos 29, 2025

18 Şubat 1952'de onaylamıştı.

 

Kızılçullu'dan Kızıl düşmanı NATO'ya..

Tam 73 yıl önce, 18 Ağustos 1952'de, İzmir'in, Türkiye'nin de katıldığı NATO'nun güneydoğu karargahlarının merkezi olması kararlaştırılmıştı... Kore'ye 1950'de 4500 mevcutlu bir Tugay göndermenin ve de 1951'de kitlesel Komünist Tevkifatı'nı başlatmanın ödülü olarak Türkiye'nin NATO'ya katılım protokolü 17 Ekim 1951'de imzalanmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi de, muhalefetteki CHP'nin de desteğiyle NATO'ya üyeliği öngören yasayı 18 Şubat 1952'de onaylamıştı.

O sırada İzmir Ticaret Lisesi'nin son sınıf öğrencisiydim... Okulda da, oturduğumuz Kahramanlar mahallesinde de NATO'ya üyeliğin Türkiye'yi olası Sovyet saldırısına karşı güvence altına alacağı, NATO karargahlarının İzmir'de kurulmasının kentin ekonomik ve ticari yaşamına büyük katkı sağlayacağı propagandasından geçilmiyordu.

  Bir de, kayıt bürosunun bulunduğu Şirinyer'e geldiğimde içimi burkan bir şey öğrenmiştim... İzmir'e Ankara'dan geleli daha bir yıl olduğu için keneti çok iyi tanımıyordum... O sırada öğrendim ki Şirinyer'in asıl adı Kızılçullu'ydu. Amerikalıların yerleştiği bina ise, daha 1891 yılında Amerikalıların kurmuş olduğu Amerikan Koleji'nin binasıydı.

Misyonerlik faaliyetleriyle ünlenen bu okulda zamanında eğitim görmüş bulunan varlıklı aile çocukları arasında Aydın'daki Çakırbeyli Çiftliği ağasının oğlu Adnan Menderes de varmış.

Cumhuriyet ilan edildikten sonra kapatılan Amerikan Koleji'nin binası 1940 yılından itibaren Kızılçullu Köy Enstitüsü adıyla köylü çocuklarının eğitimine açılmış. Ancak, 1950'de Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi üzerine başbakan olan Adnan Menderes köy enstitülerini kapattığı gibi, Amerikalı dostlarını daha da memnun etmek için Kızılçullu'nun adını da Şirinyer olarak değiştirmişti.

Oysa köy enstitülerinin benim yaşamıma daha çocuk yaşta damga vurmuş bir anısı vardı...  
Doğan Özgüden   Artıgerçek

                              

Ağustos 22, 2025

2005 < 2014 / Güney Afrika

 

Gazete Oksijen


 İsrail'in gizli veritabanı katliamın boyutunu gösterdi: İsrail ordusunun Gazze'deki saldırılarında öldürdüğü her altı kişiden beşi sivil 
İngiliz akademisyen Mary Kaldor, Gazze’deki katliam ölçeğinin, çatışmanın doğasıyla ilgili olduğunu söyledi. “Yeni Savaşlar” kitabının yazarı olan Kaldor, uluslararası insancıl hukukun esasen konvansiyonel savaşlarda sivilleri korumak için geliştirildiğini, ancak Gazze’de durumun farklı olduğunu belirtti. 
Kaldor “Gazze’de bir savaş değil, daha çok suikast kampanyasından söz ediyoruz ve bunlar siviller dikkate alınmadan yürütülüyor” ifadelerini kullandı.
 
 Birçok İsrail askeri, Gazze’de tüm Filistinlilerin hedef olarak görüldüğüne tanıklık etti. Rafah’ta görev yapan bir asker, birimlerinin kumda “hayali bir çizgi” oluşturduğunu ve o çizgiyi geçen herkese ateş ettiklerini söyledi. Bunların arasında iki çocuk ve bir kadın vardı. “Kimse bacaklarını hedef almadı. Hepsi öldürmek için ateş etti” dedi.
 
Oxford Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler profesörü Neta Crawford, İsrail’in taktiklerinin sivilleri korumaya yönelik onlarca yıllık uygulamaların terk edildiğini gösterdiğini söyledi.
 
1970’lerde Vietnam’daki Amerikan katliamlarına yönelik kamu tepkisi, Batılı orduları sivillere verilen zararı sınırlamaya yöneltmişti. Yeni politikalar kusurlu şekilde uygulansa da sivilleri korumaya odaklıydı. Crawford, İsrail’in artık bu yaklaşımı benimsemediğini şu sözleriyle belirtti:
 
“ABD gibi devletlerle aynı prosedürleri uyguladıklarını söylüyorlar. Ama sivil ölüm oranlarına ve bombalamalarla altyapı yıkımına bakarsanız, öyle olmadığı açık” 
 
Gazete Oksijen

Ağustos 21, 2025

2022

 

Britanya


Kitap gelirlerini Filistin Hareketi'ne bağışlamıştı: Britanya Sally Rooney'i tutuklayabilir 
 ‘Normal İnsanlar’, ‘Arkadaşlarla Sohbetler’ kitaplarının ve uyarlamalarının gelirini Filistin Hareketi’ne bağışlayacağını söyleyen İrlandalı yazar Sally Rooney, Britanya’da terörle mücadele yasası kapsamında tutuklanabilir.

Filistin Hareketi (Palestine Action), 20 Haziran’da Britanya’daki bir askeri üste iki askeri uçağa boyayla saldırı düzenlediği gerekçesiyle terör örgütü ilan edilmişti.

Rooney, Britanya’nın kamu yayıncısı BBC’de uyarlanan iki romanının telif gelirlerini, ülkede geçen ay yasaklı örgüt ilan edilen Filistin Hareketi grubuna bağışlayacağını açıklamıştı.   
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...