
Bir Çatışma Çözümü Modeli Olarak Güney Afrika: Post-Apartheid Perspektifinden Bugünü Anlayabilmek
5 Ocak 2017 Perşembe
Güney Afrika’daki barış süreci, özellikle, ırkçılığın en vahşi haline bile karşı mücadele edip bundan demokratik ve uzlaşmacı bir akıl doğurulabileceğini göstermesiyle, anlaşmazlık çözümü ve barış süreçleri çalışmalarında başvurulan en önemli örneklerden biri oldu. Sonrasında, tüm dünyaya karizmatik bir liderin barış süreci ve sonrasında ne kadar önemli bir rol oynayabileceğini gösterdi. İntikam ve hatta adalet isteğinin, bütün bir ülkenin geleceği için geri plana itilebileceğini ve yeniden başlamak için bazen affetmenin her şeyden daha çok gerekli olduğunu ortaya çıkardı. Örneğin hakikat komisyonları gibi yapılanmalar derslerde okuttuğumuzda hâlâ öğrencilerin en çok ilgisini çeken konulardan biri. Güney Afrika, “barış”, “adalet” veyahut “eşitlik” gibi, herkesin tanımını bildiğini varsaydığımız kavramları bile saatlerce tartışabildiğimiz bir malzeme sunuyor bize.
Peki neden şiddet içeren öğrenci protestoları tüm ülkeyi kaplamıştı? Aparthayd’ın sona ermesinden beri gelmiş geçmiş en büyük öğrenci protestolarına şahit oluyordum. Bir yıldan uzun bir sürede, protestoların maliyeti 40-50 milyon doları bulmuştu ve de yükseköğretim bazı üniversitelerde tamamen felç olmuştu. İlk protesto dalgası 2015 yılında üniversite harçlarının artışına tepki olarak doğmuştu. #FeesMustFall adıyla başlayan protesto etkinlikleri çığ gibi büyüdü. Sebep harçlardaki artış gibi görünse de asıl neden ekonomik eşitsizliklerin günbegün daha da çekilmez hale gelmesiydi. Aparthayd’ı yaşamamış koca bir kuşak şimdiki haline bakıyor ve çoğunluk olduğu bir ülkede, bir özgürlük mücadelesi sonucunda kazanılmış haklarını yeterli bulmuyordu. Sınıfsal olarak “ezilen halk” olmanın ötesine geçilememişti. Zuma’nın geçici bir çözüm olarak önerdiği zam artışını durdurma konusu 2017 için yeniden gündeme geldi ve zam yapılması kararlaştırıldı. Öğrenciler harçların tamamen kalkmasını ve sınıflar arasındaki eşitsizliklerin yeniden üretilmemesini talep ediyor. Ama aynı zamanda üniversite yönetimleri de harçlar olmadan üniversitelerin devletten aldıkları yardımların asla eğitim-öğretimi devam ettirmelerine yetmeyeceğini söylüyor.